5 Kasım 2008 Çarşamba

Aylar sonra YENİ'den Isparta...

Günler öncesinden tekrar Isparta'ya dönecek olmanın verdiği haklı mutluluk ve mutsuzluk duyguları ile beraber bavulumu hazırlarken ister istemez azdan çoğa doğru giden bir heyecan silsilesi içimi kapladı. Nedendir bilmem ama son gün Isparta'ya gidiyor olmanın verdiği heyecan aynı zamanda şaşırttı beni ! Niye ki yani? B... şey mi var Isparta'da 3-5 kişi dışında? Okul-stres-hocalar-dersler-pis hava-geniş caddeler-pembe dükkanlar-her yerde Süleyman Demirel ve her yıl yapılıp bozulan kaldırım taşları... Başka? -.%+&/)(=&^'^%
(: Ama yine mecburuz tabi! "Eğitim Şart"

Afyon'dan sonra iyice yaklaştığımız Isparta'nın verdiği heyecanla kaçan uykum, daha bi açtırdı gözlerimi... Dikkatle baktığım yerlerde "değişim" aradım, bu heyecana değecek bişeyler? Ve ilk öze çarpan en son temelleri atılmış gördüğüm, fakültemin dibinde biten ve yokluğumda hızla büyümüş olan ek bina, sonrasında değişen Isparta otogarı...

Evime vardığımda pim pis, darmadağınık, berbat odamı toparlamak, temizlemek, yerleştirmek zorunda olan ben ve benim hiç bir zaman değişmeyen ve bu gidişle değişmeyecek olan tembelliğim... İşte bir çıkmaz... (:

Güzel bir uykudan sonra üzerimden attığım yol yorgunluğumun yerine geçen temizlik yapma isteği, tembelliğime inat beni yerimden kaldırdı ve ilk olarak ihtiyacım olan dolaba bakmak için 2. elcilerin yolunu tutturdu...

Acıkan karnımı doyurmak için aldığım simit ve son kullanma tarihini 20 gün geçmiş ayranımla aylar sonra YENİ'den Isparta'da ki ilk kahvaltım hüsrana uğradı. Bunu yapan esnaflık anlayışına mı? Dikkatsizliğime mi yanayım bilmem? Bütün yol boyunca en azından yaptığı hatayı (belkide farkında olmadan) yüzüne vurmak istediğim market sahibi için sakladığım ayran kapağını götürüp göstermek isterken, son sokakta yanlış yere sapınca ve düz gideceğime yukarı çıkınca, geri dönmeyede üşenince herhangi bi çöplükte son buldu bu ayran kapağının yolculuğu...

Bu süre içinde 2. el, 2 kapaklı, 1 rafı olan, tek kulbu olmayan, eski, boyalarının bile soyulduğu dolaba 85 YTL diyen ama bana en son 80 YTL yapabilen amcam. YUH!

Bir yerlerden 50 YTL ye bulduğum pırıl pırıl, yine de 1 kulbu olmayan, çekmeceli dolabımı getirip kurduktan sonra başlayan temizlikle dolu saatler Esmamım gelmesiyle son buldu.

Canan'la beraber geldikleri evimizi sevgi yumağı ve hasretle örülmüş sıcacık muhabbetler ısıttı birden... E ayrılıklar kötü şey! Kavuşmakta bir o kadar güzel...

Derken herşeyin başı Canan'ın parlak fikri ile dışarı çıkmaya, Esma'nın pırlanta gibi fikri ilede kumpir yemeye karar verdik. Giyindik, kuşandık, ayakkabı bağlama seansıyla beraber hızla devam eden kapı önü laklaklarımız, üzerinde anahtar olduğu kapının kapanması ile son buldu. Kapı bir daha tarafımızca açılamadı.! Kartlarla, tokayla, ittirmeyle, kaktırmayla hatta malayla bile denenen kapı açılamadı.... (:

Çilingire o kadar para vermeye kıyamayan biz ve bizim uğraşlarımız, ev sahibinin yoldan bulup getirdiği orta son sınıf öğrencisi cengaver bi kızımızın açık olan penceremize tırmanması ve kapıyı bizlere açmasıyla son buldu.

Yağmur eşliğinde yediğimiz kumpir, akşam yine sevgi yumağı ve hasretle örülen sıcak muhabbetler, çay, haha-hihi den sonra ilk gün Isparta...?

Aylar sonra Isparta'da değişenlerin başında Sait, saçları ve sürmeleri, açılan Burger King, kapanan kadının dünyası (: Yer değiştiren Şükrü Yıldız, neredeyse yıkılmış Ziraat Bankası...

Şimdilik sadece bukadar....


~BuRcU~

Hiç yorum yok:

Neden Geldin?

Göreceksin...