19 Eylül 2008 Cuma

Ben Kimim mi?

19 Eylül 1986 doğumlu, aslen Nevşehirli olan fakat Sivas'ta doğmuş, daha o yaşına rağmen kar-kış, sıcak-yaz demeden ordan Kelkit, Gümüşhane, Bolu, Van, Aydın ve Erzurum'a taşınmış, son durak olan Kocaeli'de yaşamını sürdüren, orda burda tahsilini tamamlamış ve son olarak 2005 yılında Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyoloji Bölümüne attığı kapakla yaşadığı şehirler listesine bir yenisini daha ekleyerek, Üniversiteli olmanın verdiği gururu yaşamaya yelken açmış, genç yaşından dolayı aklı 1 karış havada olan başında kavak yellerinin estiği, ömrünün en güzel yıllarında aralarında ( her ne kadar sevsede) Sabri Hocanında bulunduğu bir grup hoca tarafından çeşitli işkencelere maruz kalan, buna rağmen okuma, adam olma uğrunda savaştığı davasından dönmeyen ve bu uğurda hemen hemen her gününü feda eden, sonunda eline geçen o mükemmel (perfect:) fırsatla bir dönemliğinede olsa, daha çoğunu görmeye, öğrenmeye diye Çek Cumhuriyeti, Brno yollarını tutan ve mücadelenin asıl orda kızıştığını gören, farkeden, afallayan :O buna rağmen tadı damağında kalacağı için 2. dönemede uzatan ve 1 sene sonunda alnının akıyla, sırtına yüklediği farklı dostluklar, farklı yerler, kültürler, yemekler, diller, dinler, isimler, desenler, renklerle ve birde onca "deneyim" le döndüğü ülkesini, Çekteyken özleyen, dönmek için can atan, döndükten 1 hafta sonra Çek'i özleyen, dönmek isteyen, bu nankörlüğünden dolayı annesinden fırça yiyen (: ve bu duruma zorda olsa gün geçtikçe alışan, alışmak zorunda bırakılan zavallı fakat en şanslıyım !


Gezdiği ülkelerde hayatı boyunca belkide sadece 1 defa görebileceği güzellikleri, zayıf olan hafızasında tutamama korkusuyla başlayan fotoğraf aşkı, gün geçtikçe tutkuya dönüşen ben, otun* b.kun** fotoğraflarını çekmekle başladığım sanat hayatıma, profesyonelce devam edip, dünya çapında başarılara imza atmış olacak olan fotoğraf sergimin son ayağını büyük bir kapanışla Polonya/Krakow/Wieliczka tuz madenlerinin*** muhteşem, görkemli, büyüleyici salonunda noktalayacağım. O olmadı, kendi evimin solonunun neyi eksik? Yakın dostlarıma özel hazırlayacağım bir sergide olabilir, şöööle sergi formatına uygun, koltukların, masaların üzerine serilmiş fotoğraflarla nihai amaca ulaşmış olurum nede olsa.! Ne fark eder?



~BuRcU~

1 yorum:

Sadece ESMA dedi ki...

Bir fotoğraf düşünün, aşkla çekilmiş, öyle belli ki sahibinin o kareyi ne kadar sevdiği. Sonra o faotğrafa bakanlrı hayal edin, sevgi dolu bir objektiften dünyaya yansıyan o karede neleri görebileceğini insanlrın. Sonra şu Polonya/Krakow/Wieliczka tuz madenlerinin*** muhteşem, görkemli, büyüleyici salonunu düşünün. Bİr sergi, evet muhteşem fotoğraflarıyla Burcu yine fethetti hepimizi.
O gerçekten aşkla bağlı fotoğrafa. Aşkım dediği ve daha yeni kavuştuğu makinesinden ayrılamayışı da işte bu yüzden. Fotoğraf aşkı belki Polonya'daki tuz madenlerinin muhteşem salonunda noktalanmayacak. Ama o evinin salonunu açmaya hazır, gönlü öylesine büyük bi insan. Hem zaten burdan Polonya'ya bir sergi için kim gitcek dimi ama?
Diliorum ki hepimizn böle aşkları olsun hayata bağlayan bizleri, diliorum ki aşkla bağlı olduumuz için en iisini yapalım her bişeyin, diliorum ki bizim sunduumuz güzellikleri görsün sevdiklerimiz ve diliorum ki yolumuz Polonya'lara düşsün Burcu'nun sergisi için, tuz madenlerinin o muhteşem salonuna...

Neden Geldin?

Göreceksin...