29 Eylül 2008 Pazartesi

:D 1000 kontör kazanmak.!?

22. yaşıma bastığım, ezip geçtiğim bu günlerde kazı kazandan 50 kuruş bile kazanamayan ben, "Mütemadiyen Cornetto Yiyoruz" kampanyasından 1000 kontör kazanmış olmanın verdiği fazlaca gereksiz bi mutlulukla uçuyorum. "Halaa"

Bunun yanında kampanyaya katılış amacım, hayallerimin arabası, en favorim, ilerde sahip olmayı istediğim şeylerin başında gelen ve bu kampanyayla kestirmeden ulaşmayı hedeflediğim fısstık gibi bir Mini Cooper'i kaçıran ben, sanki her zaman her yerden çekilişle bişeyler kazanıyormuşumda! bu sefer olmamış gibi yada %99 oranla benim olacak olan araba sanki o kalan %1 le başkasına gitmiş gibi insanoğlunun yüzyıllardır yenemediği kötü duygulardan biri olan nankörlükle, o 1000 kontöre şükretmeyip "Yaaa, Niye araba bana çıkmadıııııı" diye söylenende ben!

Babam olsa "Seni Afrika'nın ortasına götürüp bırakmak lazım, oraları görde bi akıllan" derdi yine... Ama yok! Bunu anlamak için o kadar uzaklara gitmeye gerek yok. Saniyesinde jeton düştü zaten. "Olsun, 1000 kontör bendekide harca harca bitmez şimdi, zaten ehliyette yok daha, olsa bide benzin parası Ooo, seneye olsun hem o zamana ehliyet, iş güç herşey tam olsun daha iyi, şimdi çıksa işe yaramicaktı ): evet evet öyle olcaktı-mı galiba, belkide, ama yaaa! ): yok yok öyle öyle ): " gibisinden bir teselli ile sevindirik hallerime aynen devam.

Ekrana tekrar tekrar baktıktan ordaki "Burcu Gü... Kar..." yazdığından 73869920476829. seferinde emin olduktan ve o kişinin ben olduğuma inandıktan sonra zirve yapmış mutluluğumu paylaşmak adına MSN'ye ileti yazılır ve cümle aleme 1000 kontör kazandığım görgüsüzce duyurulur. E 22 yılda bi, olcak o kadar...

Bu haberi duyan,gören, bilen içlerinde babamında bulunduğu bedavacılar faaliyetlerine başlarlar tabi (: "E bizide görürsün artık, Bize yok mu bize?, 50'si benim, Ben sana bi kapak vermiştim, kesin ona çıkmıştır ver kontörlerimi" BİLE diyenlere inat, aylık transfer limitini koyan Turkcell'e sonsuz teşekkürler (: Son olarak içlerinden en yaman olan babam sonuna soru işereti koymaya bile gerek olmayan bir cümle ile limit ne kadarsa o kadar kontörün onun olduğu iddiasını ortaya attı, Kendince ilan etti. Ferman duyuruldu... E babadır ne yapsa tamamdır..!

Mini Cooper isterdim ): 1000 kontöre şükür (:

Teşekkürler Algida, Teşekkürler Turkcell....


~BuRcU~

24 Eylül 2008 Çarşamba

Davulcu olsam?

1 geceliğine davulcu olsam.!?
Dolaşsam bom boş sokaklarda, ay ışığının altında, karanlığın varlığında, seslerin yokluğunda...
Elimde davulum gümbürdetsem ortalığı, yankılansa sesi taa sokak aralarında, soğuk kaldırımlarda, en kuytularda... Ağaçların hışırtısıyla birleşse, karışsa gecenin karanlığına, akıp gitse uzaya yer kaplasa sonsuzda...
Uyandırsam herkesi (: Kimi dua ederken içten içe, kimi söylense "giiiit" diye.
Yollar benim olsa 1 geceliğine, sokak lambaları bana yansa, yıldızlar benim için göz kırpsa, ay parladıkça parlasa, rüzgar esse ama üşütmese. Elimde davulum gümbürdetsem...
1 geceliğine davulcu olsam.!?
Korkardım karanlıktan, sessizlikten, boş sokaklardan!
Üşürdüm yaz sıcağında gecenin soğuğuyla, korkuturdu sevdiğim köpeklerin sesleri bile... Omuzum ağrırdı koca davulu taşımaktan, ellerim şişerdi güm güm vurmaktan, yorulurdu bacaklarım yürümekten...
Davulcu olsam 1 gece.!?
Ne olurdu aceba?

23 Eylül 2008 Salı

Keyif...

Kimileri için çayını, kahvesini alıp TV karşısında, yavaş yavaş
yudumlamak, kimisi için bahar rüzgarının tatlı esintisinde, cıvıl cıvıl bir günün sabahında, baktığında içine huzur dolduran, göklerin mavisinin, doğanın yeşilinin, suyun saflığının, toprağın kokusunun buluştuğu, ufakta olsa, derin olmasada, kendi halinde 3-5 balığın yaşadığı o küçük dünyada büyük umutlarla balık tutmak, kimisi için kuru otların her adımda hışırdadığı, her adımda öylesine yürümenin verdiği boşlukta düşüncelerde kendini bulmanın verdiği o haz... Sanki gizli kapıları açarmışcasına, o gizli kapıların ardındaki görkemli bahçede çocuklar gibi umarsızca koşarcasına, onca koşuşturmadan sonra koca bi çınarın gölgesinde, yemyeşil otların üstüne uzanıp gözünü gökyüzüne dikip, gelip geçen bulutlardan (olmayan) anlamlar çıkarıp, türlü türlü şekillere sokup sonrasında yorulan gözleri derin bir uykuya kapatmak olsa gerek... ?

Kimisi içinse çok basit. Sadece bir bardak su içebilmek, sigara tüttürebilmek, 2 dakika oturmak, çocuğuna şöyle bir bakmak, sevdiğine bakakalmak... Elini tutmak, denize atlamak, koşmak, bağırmak, çalmak, söylemek, arkadaşlarla olmak, yalnız kalmak, doyasıya gülmek, top oynamak, ip atlamak, yazı yazmak, kitap okumak, uyumak tüm gün, dolaşmak orda burda, çiçek sulamak, onlarla konuşmak, içini açmak bir canlıya, paylaşmak bi şeyleri, dert dinlemek, çözüm bulmak, yanında olmak sevdiklerinin, acı çekmek, acı yemek, yandıkça su içmek, içtikçe yemek... Dans etmek, kocaman açmak kollarını hayata, kucaklamak yaşamı, çalışmak, çalışmak, daha çok çalışmak, alış veriş yapmak, istediğini almak, para harcamak sınırsızca, bir fakir doyurmak, öğrenci sevindirmek, kalp kırmak kimilerine göre keyif... Acıtmak birilerini, yaralamak, bozmak iyi giden şeyleri, bozguna uğratmak, yenmek herkesi, tek olmak hayatta, öyleymiş gibi düşünmek, öyle olmaya çabalamak, çabaladıkça batmak. FOTOĞRAF ÇEKMEK (:
Konuşmak birileriyle saatlerce, yada susmak sadece, sessizlikte huzur bulmak, huzur içinde yaşamak, ölmek, gitmek... Yemek, içmek gibi bir şey işte keyif !

Tat almak hayattan, tat katmak "Bazı Şeylere".

Bazen HERŞEY, Bazen HİÇBİRŞEY...!

19 Eylül 2008 Cuma

Ben Kimim mi?

19 Eylül 1986 doğumlu, aslen Nevşehirli olan fakat Sivas'ta doğmuş, daha o yaşına rağmen kar-kış, sıcak-yaz demeden ordan Kelkit, Gümüşhane, Bolu, Van, Aydın ve Erzurum'a taşınmış, son durak olan Kocaeli'de yaşamını sürdüren, orda burda tahsilini tamamlamış ve son olarak 2005 yılında Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyoloji Bölümüne attığı kapakla yaşadığı şehirler listesine bir yenisini daha ekleyerek, Üniversiteli olmanın verdiği gururu yaşamaya yelken açmış, genç yaşından dolayı aklı 1 karış havada olan başında kavak yellerinin estiği, ömrünün en güzel yıllarında aralarında ( her ne kadar sevsede) Sabri Hocanında bulunduğu bir grup hoca tarafından çeşitli işkencelere maruz kalan, buna rağmen okuma, adam olma uğrunda savaştığı davasından dönmeyen ve bu uğurda hemen hemen her gününü feda eden, sonunda eline geçen o mükemmel (perfect:) fırsatla bir dönemliğinede olsa, daha çoğunu görmeye, öğrenmeye diye Çek Cumhuriyeti, Brno yollarını tutan ve mücadelenin asıl orda kızıştığını gören, farkeden, afallayan :O buna rağmen tadı damağında kalacağı için 2. dönemede uzatan ve 1 sene sonunda alnının akıyla, sırtına yüklediği farklı dostluklar, farklı yerler, kültürler, yemekler, diller, dinler, isimler, desenler, renklerle ve birde onca "deneyim" le döndüğü ülkesini, Çekteyken özleyen, dönmek için can atan, döndükten 1 hafta sonra Çek'i özleyen, dönmek isteyen, bu nankörlüğünden dolayı annesinden fırça yiyen (: ve bu duruma zorda olsa gün geçtikçe alışan, alışmak zorunda bırakılan zavallı fakat en şanslıyım !


Gezdiği ülkelerde hayatı boyunca belkide sadece 1 defa görebileceği güzellikleri, zayıf olan hafızasında tutamama korkusuyla başlayan fotoğraf aşkı, gün geçtikçe tutkuya dönüşen ben, otun* b.kun** fotoğraflarını çekmekle başladığım sanat hayatıma, profesyonelce devam edip, dünya çapında başarılara imza atmış olacak olan fotoğraf sergimin son ayağını büyük bir kapanışla Polonya/Krakow/Wieliczka tuz madenlerinin*** muhteşem, görkemli, büyüleyici salonunda noktalayacağım. O olmadı, kendi evimin solonunun neyi eksik? Yakın dostlarıma özel hazırlayacağım bir sergide olabilir, şöööle sergi formatına uygun, koltukların, masaların üzerine serilmiş fotoğraflarla nihai amaca ulaşmış olurum nede olsa.! Ne fark eder?



~BuRcU~

Neden Geldin?

Göreceksin...